SOLUNUM FONKSİYONEL Mİ OLMALI?
Yaşam bir yolculuk öyle değil mi? Yolculukta hepimizin gereksinimleri farklı…
Hepimiz farklı rotalarda ama bir yoldayız ve bunun için de enerjiye, besine, suya, havaya ihtiyacımız var. Aksi takdirde yaşamın devam ettiğinden bahsedemeyiz…
Yaşamın sağlıkla devam edebilmesi için, soluduğumuz havadan, nefes alma şeklimizden bahsetmemek olamaz. İnsanın soluduğu havayla ve soluma şekliyle ilgili iki yol olabildiğini düşünüyorum.
Biri; sağlığa, mutluluğa, diğeri ise güç kaybına ve hastalığa doğru giden bir yol.
Fonksiyonel solunumun bozulması, fazla solunum, ağızdan nefes almak, günümüzdeki en önemli sorunlar arasında. Bunun farkında bile olmamak ise daha da vahimleştiriyor durumu.
İnsan bedenini bir arabaya benzetirsek, belki arabayı yürütecek kadar, nefes alıyoruz. Hal böyle olunca da önümüze çıkan ilk rampada araba çekmiyor, belki de duruyor. Eski teknoloji ile su kaynatıyor diyelim. Halbuki fonksiyonel bir solunumla alınan nefes ile yapılan yolculuk, yokuşta sekiz silindirli bir spor arabayla gitmek gibidir.
Sağlığımız için öncelikli olarak fonksiyonel solunumu beynimize, bedenimize tekrar hatırlatmakla başlayabiliriz.
Nefes farkındalığı; Yolculuğun hangi evresinde olursak olalım, yola çıkarken atacağımız ilk adım;
Bilinçli bir şekilde nefesi takip etmeye başlamak!
Takiple birlikte bedenimizden, zihnimizden sorular arka arkaya gelmeye başlayacaktır;
• Nasıl nefes alıyorum?
• Nefesimin ritmi nasıl?
• Nefesimin sesi ve hareketi var mı?
• Nefesimi tutuyor muyum?
• Nefes alırken ağzım açılıyor mu?
• Burnumdan rahatça nefes alıp verebiliyor muyum?
İdeal formlarda nefes alabilen kişi oranı oldukça düşüktür. Buna bir de sigara kullanımı, yüksek stres seviyesi, kirli hava, kapalı ve sıcak ortamlar, klima gibi iklimlendirme cihazlarının etkisi gibi olumsuz şartlar da eklenince nefesin bozulma oranı artarak çoğalıyor.
Kronik hastalıkların artmasının önemli nedenlerinden biri de solunum bozulması (disfonskiyonel solunum)’dır. Günlük yaşamdaki yanlış nefes alışkanlıkları ve bunları farkında olmamak, önemli bir dezavantaj oluşturur. Farkında olmadığımız için de alışkanlık olarak yaşamın içinde normalleştiririz. Ne zamana kadar?
Bedenden sinyaller gelmeye başlayana kadar!
Solunumun hızı ve değişimi; Medikal kitaplarda sağlıklı bir kişinin dakikadaki solunum sayısı normal değeri 12- 20 aralığında yer alır. Daha eski kaynaklarda ise bu sayı 8 ile 10 arasındadır.
Yapılan araştırmalarda, günümüz insanının 80, 100 yıl öncesiyle kıyaslandığında daha fazla solunum yaptığına rastlanmıştır.
Ağız ve üst göğüs solunumu gibi sorunlar neredeyse çoğu kişide mevcuttur.
Bu tür yanlış ya da sağlıksız solunum teknikleri, oksijeni ulaşması gereken hücreye doğru ulaştıramıyor ve ihtiyaç olan seviye düşük olduğunda, kronik hastalıkların zeminini oluşturmasına neden olabiliyor.
Bunun olumsuz etkilerini önleyebilmek elimizde biliyor musunuz?
Burundan nefes alıp verdiğinizden emin olmak önceliğiniz.
Ne kadar basit geliyorsa kulağınıza işte o kadar basit.
Ardından ağız solunumu alışkanlığınız var ise öncelikle bunun nedenlerini araştırmalısınız. Burundan nefes almanızı etkileyen engeller ortadan kalktıktan sonra bunu değiştirebilir, sağlığınızı riske etmekten bir adım ötesine geçebilirsiniz.
Bunların hepsi için önce farkındalık, sonra niyet, sonra çaba ve performansa ihtiyacınız var.
İhtiyacınızı karşılamak için yolunuzdaki engelleri ve destekleri en iyi siz bulabilirsiniz.
Nefesin şekli kişinin metabolizması için gereksinimlerini yansıtır. Bedende hastalık söz konusu olduğunda, solunum düzensizliği de baş gösterir. Düzensiz solunum beynin de ritmini olumsuz etkileyerek fiziksel, duygusal ve zihinsel blokajlar, tıkanıklıklar oluşturabilir. Bunun sonucunda bedende dengesizlik, fiziksel, ruhsal zorlanmalar oluşmaya başlayabilir.
Solunumun bozulmasından en çok etkilenen organlardan biri de kalbimizdir.
Kalp, vücudumuza kan ve oksijen pompalayan organdır. Özellikle geceleri kanda düşen oksijen miktarı kan basıncında yükselmeye ile birlikte kalp ve damar hastalıklarına yatkınlığı ortaya çıkartabilir.
Düzenli nefes egzersizlerinin faydaları
Kontrollü ve düzenli nefes çalışmalarıyla, solunum düzenlenerek vücudun, zihnin ve ruhun sağlıklı, uyumlu, doyumlu bir iyilik hali oluşturabilmesinin mümkün olduğunu biliyor muydunuz?
Solunumun bozulmasına etki eden faktörler
Solunumun bozulmasıyla birlikte doğal nefes ritminin ve dolayısıyla postürün bozulması da hastalıkların oluşmasında tetikleyici faktör olabilir. Aslında hepimizde var olan doğru duruş ve nefes bilgisini tekrar hatırlamak, bedenin bilgiyi yeniden kullanmasını sağlamak için önündeki engelleri ortadan kaldırmakla başlayabiliriz. Yalnızca gün boyu değil, geceleri de doğru nefes alabilmek için, nefes farkındalığına sahip olmak, düzenli ve kontrollü nefes çalışmaları yapmanın faydalarını hatırlatmak isterim.
Modern dünyada insanoğlunun yüzyıl öncesine göre 2-3 kat daha fazla solunum yaptığından yukarıda bahsetmiştim. Bu durumun en önemli nedenleri arasında yüklendiğimiz fiziksel ruhsal gerilimler ve stres faktörünü sayabiliriz.
Korkularımız, kaygılarımız, hedef, sonuç odaklı hızlı yaşam, hareketsizlik, zaman baskısı, sağlıksız beslenme alışkanlıklarımız hem duruşumuzu hem de nefesimizi olumsuz anlamda etkilemeye başlar.
Başka bir anlatımla yaşamdaki baskılar nefesle bağlantımızı koparabilir.
Bağlantıyı tekrar oluşturabilmek mümkün.
Ne dersiniz, harekete geçmek için yeterli mi?
Lale Yılmaz,
2024, Budapeşte